KOCA ÇINAR KAF SİN KAF 108 YAŞINDA..!
Karşıyaka Spor Kulübü tarihi
araştırmalarımız, Karşıyaka Nostalji sayfamızda hız kesmeden devam ederken,
108. Yılına giren kulübümüzün kuruluşuna dair yeni belge/bilgiler bulmanın
heyecanıyla bu yazıyı hazırladık. Detaylarını yazımızda okuyacağınız Kaf Sin
Kaf’ın onurlu hikayesi, 1912 yılında hafif yağmurlu bir günde, bir zeytin ağacı
altında başlayan, bir milletin varoluş ve başkaldırı hareketinin lokomotifi
haline gelmiş sportif örgütlenmenin adı Karşıyaka Spor Kulübü oluyordu. Keyifli
okumalar.
19. Yüzyılın sonlarında memleketimizde olduğu gibi dünyada da spor ve özellikle futbol gelişmeye çalışan bir evredeydi. Osmanlı Devleti'nde kurulan kulüplerin çoğu yabancıların ve azınlıkların kurduğu kulüplerdi. İstanbul, İzmir, Selanik gibi kozmopolit şehirlerde Türklerde kulüp kurarak yabancılarla mücadele etme hevesine düşmüşlerdi. İzmir'de Türk gençlerinin kurduğu ilk kulüp olan Karşıyaka Türk Mümarese-i Bedeniye Kulübü ile birlikte bu evrede sportif anlamda bir anlamda “devrim” gerçekleşiyordu. 1908 Meşrutiyet sonrası memleketin her köşesinde faaliyette bulunan İttihat ve Terakki tarafından futbol kulübü olarak kurulan takım, zaman içerisinde diğer spor dallarında da şubeler açarak ve gençleri spor yapmaya teşvik ederek günümüzde hala varlığını devam ettiren ender Spor Kulüplerinden biri olma unvanını korumaktadır.
Karşıyaka’nın kuruluşu hakkında ilk kaynak, kurucularımızdan
Kadızade Zühtü Işıl’ın, Gazeteci-Yazar Yaşar Aksoy’a anlattıklarıdır. Zühtü
bey şöyle anlatıyordu;
"Aramızda ilk defa bir topluluk kurmaya 5-6 arkadaş
o günlerde bu arsada karar verdik. Ağabeyim Kadızade Raşit, teyzezadem Süreyya
İplikçi, ben, Refik Civelek, Osman Nuri, Örnekköylü Hüseyin, bir zeytin
ağacının altında hafif yağmurlu bir günde biz de bir kulüp kurmayı
tasarlamıştık. İçimizdeki milli heyecan bir yangın gibi ateş almıştı.”
Aynı görüşmelerin birinde kurucularımızdan Sadi İplikçi
ise şöyle anlatmıştı;
"Sene 1912, Karşıyakalılar bir spor kulübüne kavuşuyorlar, sevinç
içindeler. Büyüklerimiz Omiros’un tarlasını temizlemişler, seyyar kale
direklerini dikmişler, üstüne de gaytan ipini çekerek kale kurulmuş aralarında
oynuyorlar. Biz küçükler de kalenin arkasına topun kaçmasını bekliyoruz.
Yakalayıp ayakla vurup kendilerine gönderelim diye. Rumlar o sırada Karavokiri
Tarlası’nda top oynarlardı. Soğukkuyu Caddesi’nde demiryoluna nazır Hacı Ziya
Bey’in evlerinden birisini büyüklerimizden Hüsnü Tonak, Tahir Bor, merhum
Avukat Fevzi Fikri Altay, Raşit Kadızade, Süreyya İplikçi, Sezai Çullu
döşemişler, bir de çaylı toplantı düzenlemişler, sporseverler ile sporcu
gençleri davet etmişlerdir. Biz küçüklere de çay, pasta tevzii için vazife
vermişlerdi. Küçük, büyük herkes sevinçli idi. Karşıyaka Mümareseyi Bedeniye
Kulübü resmen kuruluyordu…”
Yine kulübümüzün ilk umumi(genel) kaptanı Cemal Ahmed
Umar’ın 1926 yılında Spor Alemi dergisinde kendisine sorulan “İzmir
Şampiyonu Karşıyaka Kulübü’nün Mazisi” başlıklı makalesinde kuruluşumuzu;
“Günün birinde, ‘Karşıyaka Kulübü nasıl teessüs etti (kuruldu)?’ diye bir
sual karşısında bulunacağımı düşünse idim ve bu suale de benim cevap
vermekliğim lazım olduğunu bilseydim, kulübü ilk defa tesis edenlerden küçük
yaşımda malumat toplamaya çalışırdım. Fakat o zamanlar ne ben buna ihtimal
vermiş ve ne de müessisler (kurucular) bunu düşünebilmişlerdi. İzmir’in eski
sporcularıyla Karşıyakalıların pekâlâ hatırlayacakları üzere, Karşıyaka’da
‘Omiro Tarlası’ denilen o zamanın asri (modern) stadyumunun topraklarında,
henüz yeni alınan ayakkabılarını topa ve topla beraber toprağa vurarak burnunu
beyaz bir nesne şekline getiren futbol meraklılarının akşam eve dönünce
işittikleri ağır sözler bile buranın cuma günleri kalabalık bir meraklı kitlesi
toplamasına mani olamazdı. İşte, biz o zamanın kale arkası futbolcularındanız.
Görüyorsunuz ki, mazimiz ne kadar şereflidir. Kale arkasında büyüklerin top
atmasını bekleyip yumrukla topa vurmaya pek meraklı olan kaleciye topu atmak,
bizim için pek zevkli idi. Bazen topa verdiğimiz yanlış falso neticesi top
kaleciye gitmezse arkamıza yerden alma küçük bir taş da yerdik. İşte bu bizim
gibi, kale arkası futbolcularına taş atan ve bize kale direği taşıtan
futbolcular 328 (1912) senesi Eylülü’nün on ikisinde ‘Karşıyaka Kulübü’ diye
bir spor kulübü yaptılar….” Diye anlatmıştı.
Anlatım ve sözlü tarihten ziyade, bizim Karşıyaka’nın
kuruluşu ile ilgili bulabildiğimiz ilk evrak 19 Kanunuevvel 1330 - 01.01.1915
tarihli Ahenk gazetesindeki “Karşıyaka Terakki Kulübü”nün kuruluşu.
Gazete haberinde adı geçen Karşıyaka Terakki Kulübünün tam adı ise KARŞIYAKA
TÜRK MÜMARESE-İ BEDENİYYE TERAKKİ KULÜBÜ. İlgili tarihteki haber şöyle;
"Her türlü mümarese-i idmaniyeye (beden
eğitimine) hizmet etmek emeliyle Karşıyaka’da (Terakki) namı altında (ismiyle)
bir kulüp tesis edilmiştir. Kulüp, Karşıyaka Müdafaa-i Milliye Şubesi
dairesindedir. Futbol oynamak, kayıkta kürek çekmek, koşmak, yürümek gibi her
birisi menafi-i azimeye mucip olan (önemli yararlara neden olan) enva’i
idmanlar (çeşitli beden eğitimleri), sporlar icra etmek isteyen gençlerimizin,
bugünkü cuma gününden itibaren muamele-i kaydiyelerine ibtidar edilecektir
(kayıt işlemlerine başlanacaktır). Muamele-i kaydiyenin cuma günleri zevali
saat (öğleden sonra) ikiden altıya kadar ve eyyam-ı sairede (diğer günlerde)
beşten sekize kadar icrası karargir olmuştur".
Kaynak taramalarımızda bulduğumuz 28 Ocak 1915 tarihli gazete haberi ile
30 Ocak 1915 tarihli gazete küpürlerini Karşıyaka camiasına hayırlı
olmasını temenni ederim.
Belirtmiş olduğum iki gazete haberinin ilkinde 28 Ocak
1915 tarihinde yapılan müsabakanın çağrısı ve bilgisi şöyle anlatılmış;
“Karşıyaka Müdafa-i Milliye Cemiyeti’nin himayesi
altında kurulmuş olan “MÜMARESE-İ BEDENİYYE TERAKKİ KULÜBÜ” ilk defa olarak
İZMİR İTTİHAD VE TERAKKİ MERKEZ TİCARET MEKTEBİ” Birinci Futbol Takımıyla bugün
Karşıyaka’da OSMAN PAŞA CAMİİ ŞERİFİ YANINDAKİ MEYDANLIKTA alafranga saat
ikide(14:00) bir yarış yapacaktır. “
Haberde geçen “Osmanpaşa Camii yanındaki meydanlık” , Karşıyakalı gençlerin, 1912 yılında bir zeytin ağacı altında kurdukları OMİROS TARLASI dediğimiz şimdiki Karşıyaka Çocuk Yuvası’nın bulunduğu alan.
Bulduğumuz diğer haberde ise, kurucularımızın tamamının
beyanında belirtilen yani 1912 yılında, gayrı resmi olarak kurulmuş, mücadele başlamış
fakat 1915 yılına gelindiğinde mücadelenin resmileşmesi için hukuki boyut
kazanmış ve Karşıyaka Müdafaa-i Milliye Cemiyeti himayesinde RESMEN Kaf
Sin Kaf ortaya çıkmıştı.
İZMİR genelinde gayrı müslim ve Türk olmayanların spordaki
üstünlüğünü, 1912 yılında Karşıyaka, 1914 yılında Altay kulübü ile mücadele
boyutunu hukuki ortama taşıyan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, şehirdeki Türk
varlığını ortaya koyup, bir anlamda ÖRGÜTLÜ MÜCADELE olması gerektiği için bu
iki kulübümüzü tesis ettiğini tahmin ediyoruz.
Kulübümüzün tam adı yukarıda belirttiğimiz üzere “KARŞIYAKA TÜRK
MÜMARESE-İ BEDENİYYE TERAKKİ KULÜBÜ”
İlgili haber şöyle;
“Evvelsi gün yazdığımız veçhile Karşıyaka’da,
KARŞIYAKA TÜRK MÜMARESE-İ BEDENİYE KULÜBÜ ile İttihad ve Terakki Mektebi
arasında yarış yapılmıştır.
Neticede “MÜMARESE-İ BEDENİYYE KULÜBÜ” sıfıra karşı üç
gol ile (3-0) kazanmıştır.
Türklüğün gücünü yükseltmeye çalışan her iki kulübü de
kutlular ve bu yolda çalışmalarına devam etmelerini dileriz. “
Kuruluşumuzdan birkaç sene sonra memleketin işgali ile
birlikte kulübümüz dağılmıştı. Herkes cephelere koşmuştu. Ta ki 1922 büyük
istirdat(kurtuluş)’a kadar. 1922 senesinde toplanan 58 Karşıyaka sevdalısı
yeniden buluşup Karşıyaka Gençler Birliği namında bir kulüp tesis ettiler. İzmir
gazeteleri aynı süreçte, bir başka Karşıyaka kulübünden daha söz etmektedir:
Karşıyaka İdman Ocağı. 1925 yılının
ortalarına doğru adını bu günkü şekliyle KARŞIYAKA SPOR KULÜBÜ
olarak değiştirerek, 1926 veya 1927 yılından itibaren KARŞIYAKA İDMAN OCAĞI ile
birlikte iki kulübün birleşmesi daha da güçlendiriyordu.
1925 yılında oynadığımız tüm kupaları ve İzmir mıntıka
şampiyonluğunu kıl payı kaçırdığımız 1925 senesini ve tarihimizin
bilinmeyenlerini ilerleyen aylarda gazetemizde neşr etmeye niyetliyiz.
1926 yılında İzmir mıntıka şampiyonu olarak tüm Türkiye’de
adından söz ettiren Karşıyakamız, dönemin basın yayın organlarında sürekli yer
alıyordu.
1926 yılında kulübümüzün kurucu futbolcularından ilk
milli futbolcumuz Vahyi bey ise iki defa milli formayı giyerek, Altay’lı
Hamid bey’den sonra İzmir’de milli formayı terleten ikinci futbolcu oluyordu.
1925 ve 1926 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk kulübümüzü
iki defa ziyaret ediyordu.
1930’larda ise Bisiklet, Yüzme, Denizcilik, Tenis, Güreş ve
Atletizm gibi dallarda Türkiye ve Dünya rekorları kulübümüz sporcuları
tarafından kırılıyodu.
Kuruluşumuzdan, erken Cumhuriyet dönemine kadar olan bu
süreçte başarıları, devamlılığı ve 108 yıldır 18 branşta faaliyetleri ile
Türkiye’nin en önemli kulüplerinden birisidir Kaf Sin Kaf.
Kaf Sin Kaf’ın bizlere emanet ettiği ümit ve aşk hikayesini kısaca aktarmaya
çalıştım. 108 yaşını deviren kulübümüz hakkında hala ortaya çıkmamış, kaynak
taraması yapılması gereken çok fazla konu olduğunun farkındayım. Özellikle Karşıyakalı
gençleri , Karşıyaka tarihini, kaynaklarından doğru bilgi/belgeler ile ortaya
çıkarmaya, hamasi sözler ile değil daha çok çalışarak Karşıyaka Spor Kulübü’ne
büyük güç katmaya davet ediyorum.
Yaşa-Varol KafSinKaf!
Araştırmacı : Bedri Cumhur Doğu
Yorumlar
Yorum Gönder